-
Odullu Uzman PsikologAlptekin Aydin
Esrar (Weed, Cannabis veya Marijuana) 1.Bölüm
Bugün özellikle esrar hakkında toplumumuzda oluşan, kullanan dahi herkesin hatalı bildiği önemli ayrıntılara değinmek ve bir farkındalık yaratmak istiyorum. Makaleme özellikle esrar ve madde bağımlığı için benden destek alan danışanlarımdan edindiğim tecrübelerimi de aktarabilmek için kısa ve anlaşılır soru cevaplar şeklinde devam edeceğim.
- Esrar, Weed, Cannabis veya Marijuana nedir aralarında bir fark var mıdır?
Bunların hepsi kenevir bitkisinin kurutulmuş yaprak ve çiçeklerinden elde edilen psikoaktif uyuşturucunun tanımlanmasında kullanılan, aynı anlamı farklı kelimelerle ifade eden tanımlardır.
- Ben Esrar içiyorum hem doğal hemde hiç zararı yok?
Esrar konusundaki en hatalı bilgi, doğal bir ot olduğunun düşünülmesidir. Siz her ne kadar, ben en pahali dogal olan otu satın aldım ve içiyorum, sigaradan bile az zararı var deseniz de, maalesef içinde piyasa araştırmalarına göre, 60 ile 400 arasi psikoaktif kimyasal madde bulunmakta ve bunlar içinde en temel etken maddesi THC’dir (tetrahidrokannabiol). Kullanıldığında yutulan THC miktarı, yüksekliğin yoğunluğunu belirler ve farklı esrar türlerinin gücü, içerdikleri THC düzeyinin bir sonucudur ve ortalama olarak pekcok teneke kutu da veya paketde satılan esrar da %5 ile %30 arasında değişmektedir.
- Esrardaki bu THC maddesi nedir, bizi ne zararı olabilir ki?
Her ne kadar, esrarın bağımlılık yapmayan masum bir madde olduğu söylense de, hem psikolojik hem de fiziksel bağımlılık söz konusudur. THC veya tetrahidrokanabinol, esrarın psikolojik etkilerinin çoğundan sorumlu olan kimyasaldır. Ulusal Uyuşturucu Bağımlılığı Enstitüsü'ne (NIDA) göre, vücut tarafından doğal olarak üretilen kannabinoid kimyasalları gibi davranır. İşte size vücudun doğal olarak ürettiği bir kimyasalı dışardan esrar ile birlikte aldığınızda Beynin; düşünme, hafıza, keyif, koordinasyon ve zaman algısını kontrol eden bölümlerinde etkileşim gösteren bir sonuç doğurur, Kişinin hafızasını, zevkini, hareketlerini, düşüncesini, konsantrasyonunu, koordinasyonunu, duyu ve zaman algısını etkiler.
- Esrar ne kadar zararlı olabilir ki?
- Esrara başlama yaşı ne kadar erken olursa esrarin beyin üzerinde vereceği hasarda o kadar fazla olur. Örneğin esrar kullanımına 14-15 gibi ergen yaşlar da başlayan bireyler ile 25 yaşindan sonra ilk defa esrar kullanmaya başlayan bireyler arası hasar farklı olacaktır. Gelişmekte olan erken yaştaki bireyler yetişkinlere göre çok daha yüksek hasar görmektedirler.
- Esrar dumanı akciğerleri tahriş eder, bu yüzden sıklıkla esrar tüketen kişilerde nefes alma sorunları, sürekli öksürük, balgam ya da bronşit gibi solunum sorunları görülebilir. Bu kişiler akciğer hastalıkları açısından yüksek risk altındadır.
- Esrar kalp atış hızını yükselttiği için bu kişiler aynı zamanda kalp krizi açısıdan da daha fazla risk altındadır.
- Esrarın uzun süreli kullanımı sonucu ruhsal bozukluklar da ortaya çıkabilmektedir. Bu bozukluklar esrar kullanımı sırasında ya da uzun süreli esrar kullanımı sonrası olabilir. Amotivasyon sendromu, sosyal olarak çekilme, depresyon, anksiyete bozuklukları (panik atak vb.) ve intihar düşünceleri görülebilir.
- Esrar, kullanan kişilerde halüsinasyonlar ve paranoya gibi geçici semptomlar ortaya çıkarabildiği gibi şizofreni hastalarında mevcut semptomları arttırabilmektedir.
- Esrarın herhangi bir psikiyatrik rahatsızlığa yatkın kişilerde rahatsızlığın açığa çıkmasını tetikleyebildiği bilinmektedir.
Bunlar gibi esrarın zararlarını anlatan sayısız kaynağa internetten ulaşabilirsiniz ama ben size biraz daha az bilinen ve aslında tek başına sırf bu sebepten dolayı bile esrarı hayatınızdan çıkartılması gerektiğinin bilincine vardırabilecek bir zararından bahsedeceğim.
Gece boyunca 3 değisik dalga da uyuruz. Hafif uyku, derin uyku ve REM uyku. Derin beyin yapılarından kaynaklanan ve gözlerde ortaya çıkan hızlı göz hareketleri izlendiği için REM uykusu adı verilen bu onemli uyku dalgası her gece yaklaşık 2 saat sürer. REM uykusunda çoğunlukla rüya görürüz. REM uykusuna girerken uyandırılarak REM yoksunluğu oluşturulan bireylerde ertesi gün daha fazla kaygı, sinirlilik, tahammülsüzlük ve dikkati toplama güçlüğü olduğu gözlemlenmiştir. Bazı çalışmalara göre REM uykusu baskılanırsa yeni bilgileri öğrenme ve geçen güne ilişkin bilgileri hatırlama güçlüğü yaşanmaktadır. Fiziksel beceriler zayıflamaktadır. Bedensel ve zihinsel becerileri geliştirme çağında olan bebekler%50 kadar yüksek bir oranda REM uykusu yaşamaktadır. Erişkinlik döneminde bu oran %25’e, yaşlılıkta %15’lere inmektedir. Yaşla birlikte REM uykusuna gereksinim azalmaktadır.
Size neden REM uykusunu anlattım, evet işte can alıcı nokta burada! Esrar içenler THC maddesi ve diğer psikoaktif kimyasal maddelerden dolayı sadece derin uyku evresinde uyumakta ve neredeyse hiç rüya görmeyerek REM uykusuna geçiş yapamamamaktadırlar. Şimdi düşünün gençsiniz, gelişme çağındasınız ve hiç REM uykusu dönemine girmeden esrasın etkisi ile derin uyuyorsunuz. Eğer okula da gidiyorsanız niye ders notlarınızın esrar kullanmaya başladıktan sonar düştüğünü, dikkatinizi niye toplayamadığınızı, geç reaksiyonlar verip niye hiç birsey yapmak istemediğinizi, hemde bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek olarak şu anda daha iyi anlaya bildiniz mi!
Esrar (Weed, Cannabis veya Marijuana) 2.Bölüm
Makalemizin bu bölümünde esrar kullanımın etkileri ve tedavi yöntemleri üzerinde konuşacağız. Esrar kullanımıyla, endojen kannabioid sistemin aşırı uyarılması, süreç içinde beyinde bağımlılığa yol açabilecek değişikliklere neden olur. Böyle bir durumdaki kişi , hayatındaki öceliklerini esrara göre belirlemeye başlar ve yaşamında olumsuzluklara sebep olsa da, kullanımının önüne geçemez.
Esrar kullanımının fiziksel etkileri
• Ağız kuruluğu,
• Göz bebeklerinin büyümesi ve gözlerin kızarması
• Kalp atışlarının artması, kan basıncının değişmesi, kasların gevşemesi
• Hareketlerde bozukluklar ve baş dönmeleri (özellikle kalkarken)
• Vücut ısının düşmesi (üşüme hissi)
• Dolaşım problemi ve kusmalar (Bad trip durumunda)
Esrar kullanımının psikolojik etkileri
• Bilinçlilik halinin farklılaşması, ışığa ve müziğe aşırı hassasiyet
• Neşeli olma hali, karşı konulamaz konuşma ve gülme isteği (Good trip durumunda)
• Gevşeme, sakinleşme, hafifleme hissi (Good trip durumunda)
• Zaman algısının bozulması, reaksiyon süresinin azalması
• Dikkat ve konsanstrasyon sorunları
• Kaygı, panik, huzursuzluk, aklını yitirme düşünceleri (Bad trip durumunda)
Esrarın yoksunluk belirtileri
Yoğun olarak esrar kullanan kişilerde özellikle bıraktıktan sonraki ilk iki hafta sinirlilik, huzursuzluk, titreme, terleme, ateş, iştahta azalma, uyumada zorluk, sindirim sistemi sorunları (ishal ya da kabızlık gibi), dengesiz duygudurum, alınganlık vb. belirtiler görülebilmektedir. Bazı kullanıcılarda esrar bırakıldığında daha hafif fiziksel yoksunluk belirtileri ortaya çıktığından (bazen de depresyonu çağrıştırdığından) kullanan kişi tarafından göz ardı edilebilir. Buna rağmen, kullanıcıların çoğunlukla “alışkanlık” ya da “psikolojik bir bağımlılık” olarak nitelendirdiği aşerme (craving) yani tekrar kullanmaya dair yoğun istek duyma hali sıklıkla görülür. Sanıldığının aksine bu durum da en az fiziksel yoksunluk belirtileri kadar biyolojiktir.
Esrarın etkisi ve diğer ilaçlar ile kullanımı
Beyindeki kannabinoid reseptörleri beynin zevk, hafıza, düşünce, konsantrasyon, duyu, zaman, algı ve motor hareket gibi işlevlerinden sorumlu bölgelerinde daha yoğun olarak bulunmaktadır. Dolayısıyla esrar etkisini en çok bu alanlarda gösterir. Esrar içilmeye başlandıktan yarım saat içinde: kalp hızında artışa, kan basıncında düşmeye ve kaslarda gevşemeye yol açar. Gözlerde kızarma, ağız kuruluğu, fazla ısınma ya da üşüme hissi oluşur. Bir süre sonra zamanda yavaşlama, duyusal algılamada bozukluklar (özellikle abartılı algılama) ortaya çıkar. Hafıza ve öğrenme zayıflar, düşünme ve problem çözme hızı yavaşlar. Kişi bedenen gevşer ve koordinasyon bozulur. Gülme krizleriyle karakterize aşırı bir neşe hali oluşur. Kişiler normale göre çok konuşabilir. Kullanım sonrası iştahta açılma özellikle de şekerli gıdalara yönelme gözlemlenebilir.
Bazı zamanlarda bu belirtilerin akabinde kaygı, korku, huzursuzluk gibi yoğun olumsuz duygular ya da çökkünlük hali de oluşabilir. Bu duyguların şiddeti; kullandığı doza, kullanım biçimine ve kişinin o anki ruh haline bağlı olarak farklılık gösterir. Bazı kişilerde süreç içinde kullanım dışı zamanlara da yayılan daimi bir uyuşukluk hali, duygusal dengesizlik, motor hareketlerde bozulma, göğüste sıkışma görülebilir.
Esrarın etki süresi kullanım miktarı ve biçimine göre farklılık gösterir. Sigara biçiminde kullanımında etkisi ortalama 3 saat kadar sürer. Etki süresi dolduğunda sanıldığının aksine bedenden hızlı bir biçimde atılmaz. Özellikle İngiltere de esrar kullanımının yarattığı psikosomotik etkileri, paranoya, sosyal fobi, panik atak, güvensizlik gibi son dönemlerde piyasa da kolayca erişilebilen Sahte Zanax depresyon ilaci ile dengelemeye çalişan gençler, farkında olmadan çok daha ağir bir bağımlılığın pençesine çekilmekte, sosyal hayattan kopmakta ve eğitim yaşamlarında büyük sorunlar yaşamaya başlamaktadırlar. Esrar ve Zanax karışımı (gerek sahte gerekse orjinal ) ile adete düşünemeyen, karar veremeyen, hiç birşey yapmak istemeyen bir ruh haline bürünen kullanıcılar zaman ile gerçeklikten kopmakta ve herşeylerini yitirecek durumlar ile karşıkarşıya kalmaktadırlar.
Tedavi
Esrar bağımlılığının tedavisi diğer maddelerde olduğu gibi kişinin maddeden arındırılması, yaşadığı yoksunluk belirtilerinin azaltılması, nüksün önlenmesi, bağımlılığa eşlik eden olası psikolojik rahatsızlıkların tedavisi, kullanımı tetikleyebilecek yaşamsal sorunların giderilmesi ve duygularla sağlıklı başa çıkma becerisi kazandırma gibi çalışmaları içerir. Tüm bu çalışmalar kişinin kullanım geçmişi ve kişisel yatkınlıkları-ihtiyaçları çerçevesinde kişiye özgü planlanır.
Bağımlılık tedavisindeki başarı kişiye, çevreye ve yönteme göre değişkenlik gösterir. Tedavide başarıyı artıran faktörlerden en önemlisi kişinin istekli ve kararlı olmasıdır. Bağımlı kendini değiştirmeye çalışırken, ailesi de değişimlere uğramayı kabul etmelidir. Bu noktada ailenin desteği önemlidir.
Kullanımı bırakmak tek başına yeterli bir tedavi değildir. Her bağımlılığın kişinin yaşamında doldurduğu boşluklar vardır. Hastalık kronikleştikçe, bağımlılığın doldurduğu alanlar kara delik gibi kişinin beslendiği bütün diğer kaynakları yutarak genişler. Böyle durumdaki bir kişinin elinden bağımlılığını almak benliğinden koca bir parça koparmak gibidir; kopan parçanın sağlıklı muadilleriyle doldurulması gerekir. Aksi durumda bir süre sonra kişi iyileşme motivasyonunu kaybederek eski alışkanlığına geri dönebilir. Psikoterapi, kişinin kendinde halihazırda var olan içsel kaynaklarına ulaşabilmesi ve yeni yaşamsal beceriler edinebilmesi için kalıcı iyileşmenin temel taşlarından biridir.