PANİK ATAK NEDİR? HASTA PANİK ATAK SIRASINDA NASILDIR?



Panik atak endişe, korku, (ölüm korkusu gibi) sıkıntı duygularını içinde bulunduran, nöbetler şeklinde ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Psikolojik sorunlarla ya da bazı hastalıklarla birlikte görülebilir. Hasta ani bir nöbette tamamen korku içindedir. Öleceğini, kalbinde bir sorun olduğunu, kalp krizi geçireceğini düşünür. Atak 10 dakika içinde en şiddetli halini alır. Hasta panik içinde doktora başvurur. Bayılacağını, çok kötü şeyler olacağını düşünür. Yarım saat kadar sonra atak geçmeye başlar. Kişi kendini çok yorgun ve bitkin hisseder. Hiç bir şey yapmak istemez. Tahammülü kalmamıştır, yalnız kalmak istemez. Birinin yanında kendini güvende hisseder.

Panik Atağın Sebepleri

Panik atak psikolojik bir rahatsızlıktır ve elbette hem biyolojik hem de psikolojik sebeplerden kaynaklanabilir. Bu hastalığın etkili bir biçimde tedavi edilmesi mümkündür.

  • Panik atak geçiren insanlar, bir süre sonra ne zaman yeni bir panik atak dalgası gelip beni vuracak diye korkarak beklemeye başlarlar. İşte buna "beklenti kaygısı" denir. Öyle ki bu beklenti kaygısı yüzünden insanlar işlerini güçlerini yapamaz hale gelirler. Belli yerlere gitmek istemez, belli durumlarla karşılaşmaktan korkarlar.
  • Beklenti kaygısı bazı hastalarda agorafobi dediğimiz meydanlara ve açık alanlara çıkma korkusunun gelişmesine sebep olabilir. Buna örnek olan çok ciddi vakalarla karşılaşıyoruz. Altı aydır, bir senedir evinden dışarı çıkmayan hastalarımız oluyor. Çünkü hasta, evden dışarı çıktığı anda atak geleceğinden endişe ediyor.
  • "Ya kalabalığın içinde aniden gelen çarpıntı, nefessiz kalma, endişe hali beni çok zor durumda bırakırsa? Ya orada yardım isteyebileceğim hiç kimse olmazsa? Tek başıma ne yaparım? Ya ölür kalırsam? Ya felç geçirirsem? Ya çıldırırsam? Ya kalp krizi geçirirsem?" gibi korkular panik ataktan rahatsız insanları daima yoklar. Dolayısıyla da hastanın hareket alanı giderek kısıtlanır.
  • Panik atak on dakika içinde zirve yapar ve geçer dedik ama her zaman böyle olmayabilir. Yani bazı ataklar birkaç saat sürebilir. O halde panik atak geldiği zaman hastanın yapması ve yapmaması gerekenlerin bilincinde olması gerekir.


Panik Atak Anında Yapılması Gerekenler
Kişi o anda ne yapıyor idiyse aşırı bir felaket hissine, aşırı bir kaygıya kapılmadan o işe devam etmeye çalışmalıdır. Yani, yaşadığı korkuya teslim olmamalı ki korku tarafından teslim alınmasın. Çünkü panik atak korkudan korkudur. Kişi yaşadığı yoğun endişenin kendisini tamamen işgal edeceğini düşünür.

Panik atak anında hasta tam bir felaket algısı içinde olur. Sanki başına dünyanın en kötü şeyi gelecekmiş gibi hisseder. Bu felaket algısını değiştirebilirsek panik atağı da önleyebiliriz.

Panik atak geçiren birisi o sırada vücudundan aldığı duyumları aşırı derecede yorumlamaya başlar. Eğer bedeninde bir karıncalanma hissi veya kalp atışlarında hafif bir hızlanma varsa dikkatini hemen bedeninin o parçasına odaklar ve odaklamanın sonucunda da sanki kendisine gerçekten çok feci, çok ağır bir rahatsızlık geliyormuş hissine kapılır. Oysa zihnimizi herhangi bir bedensel duyuma, örneğin ağrıyan başımıza, kaşınan sırtımıza odaklarsak fark ederiz ki odaklanmayla beraber ağrı ya da kaşıntı artar.

Atak gelir gibi olduğunda kişinin şöyle düşünmesi gerekir: "Vücudumdaki karıncalanma hissi acaba başka şekillerde değerlendirilebilir mi? Acaba bir başkası buna benzer bir karıncalanma hissetseydi benim gibi endişeye kapılır mıydı? Bu belirti hep burada mı kalacak yoksa bir saat sonra tamamen geçecek mi? Acaba ben mi bazı şeyleri abartıyorum?"

Yani kişi kendisine biraz eleştirel bakıp düşüncelerindeki yanlışlıkları görebilirse, panik atağın verdiği korkuyu yok edebilir.

Atak anında yapılmaması gereken şey ise; kaçınma davranışıdır. Eğer herhangi bir durum size panik atak hissi veriyorsa, yani vapura bindiğinizde kalbiniz hızlı hızlı atmaya başlıyor ve panik atağa gireceğinizi düşünüyorsanız, asla vapura binmekten kaçınmamalısınız.

Panik atak dediğimiz zaman bir nöbeti kastediyoruz. Ama kişi birkaç nöbeti arka arkaya geçirmiş ve bundan dolayı davranışını değiştirmeye ve bir sonraki nöbeti beklemeye başlamışsa o zaman bir rahatsızlıktan bahsetmek gerekir.

Panik bozukluğundan mustarip insanlar sıklıkla doktorlarına çok yakın olmak isterler. Çünkü yaşanan korku o kadar kuvvetlidir ki, insan o anda çıldıracağına inanır. Gerçekte hiçbir panik bozukluk hastası çıldırmaz ama çıldırmaya yakın bir his yaşar. Eğer genetik bir yatkınlığı yoksa kolay kolay kalp krizi de geçirmez ancak hastanın yaşadığı korku kesinlikle görmezden gelebileceğimiz bir şey değildir.

Dolayısıyla panik bozukluğu olan insanlar doktorlarının bir telefon mesafesinde olmasından çok rahatlık duyarlar. Hatta bazı hastalarımız doktorlarının telesekreterlerine mesaj bırakırlar. Yani "Sizinle görüşemediğim için çok üzgünüm. Çünkü sizin sesiniz bana şu ya da bu ilaçtan çok daha iyi geliyordu" derler. ,

Aslında bu tavrı çok da hafife almamak gerekir. Hakikaten panik atak bağ kurmayla, bağlanmayla ilgilidir. Panik atak ve panik bozukluğu çok aşırı bağlanan, aşırı gergin ve endişeli insanlarda daha fazla görülebilir. Mesela çocukken okula gitmekte zorluk yaşamış insanlarda panik bozukluğunu daha fazla görürüz. Annesinden bir türlü ayrılamayan çocuklar ileride panik bozukluğuna daha yatkın hale gelebilirler.

Panik bozukluğu çok değişik durumlarda ortaya çıkabilir. Çoğu zaman depresyon dediğimiz ruhsal karamsarlık ve çökkünlük tablosu panik bozukluğa eşlik edebilir. Böyle durumlarda panik bozukluğu içinden çıkılması çok daha zor bir durum halini alır. Çünkü o zaman depresyonda gördüğümüz intihar düşünceleri de panik bozukluğuna eklenebilir.


PANİK ATAĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?

  • Panik atağın 13 tane belirtisi vardır. Bunlardan en az 4 tanesi varsa panik ataklı olma ihtimali fazladır.
  • Çarpıntı, kalbin sert ve fırlayacakmış gibi atması,
  • Terleme (ateş basması, üşüme),
  • Titreme,
  • Nefes almada güçlük, boğulma korkusu, tıkanma,
  • Baş dönmesi, bayılacağını düşünme,
  • Bulantı, geğirme, karın ağrısı çekme,
  • Nefesi kesilmek, aldığı havanın yetmediğini düşünerek derin nefes alma,
  • Göğüs sıkışması, ağrı,
  • Kendini hissedememe,kendine yabancılaşma, algılama güçlüğü (depersonalizasyon),
  • Çevrenin gerçek olmadığını düşünme (derealizasyon),
  • Ölmekten korkmak,
  • Çıldıracağını düşünmek, başkasına zarar verme korkusu,
  • Vücutta uyuşma, karıncalanma.

 

PANİK ATAK NERDEN ORTAYA ÇIKAR? TETİKLEYİCİLERİ NELERDİR?

Çoğunlukla nedensiz bir şekilde ortaya çıkar. Beyindeki kimyasal maddelerden ya da beynin yan kısmının fonksiyonunu yitirmesi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Tek başına ya da çeşitli hastalıklarla birlikte ortaya çıkabilir. Hastada belirtiler görülmeye başlar. Stresli bir hayat sürme panik atağı tetiklemektedir.

Bunlar dışında şu durumlar panik atağın ortaya çıkmasına neden olabilir:

Sara hastalığı (epilepsi), akciğer- kalp hastalıkları,
Vitamin eksikliği, kafeinli besinlerle beslenme,
Tiroid bezindeki sorunlar, fazla adrenalin salgılanması,
Kan şekeri düşmesi, kansızlık, beyinde oluşan tümör,
İlaçların yan etkisi sonucu,
Kapalı yerlerde bulunma, kalabalık yerler,
Depresyon, sinirsel bozukluklar,
Uyarıcı madde kullanımı ve bu maddenin aniden kesilmesi sonucu ortaya çıkabilir.


PANİK ATAK KİMLERDE GÖRÜLÜR? KİMLER RİSK ALTINDA?
Toplumda görülme sıklığı yüzde 1-3 arasında değişmektedir. Genelde yirmili yaşlarda olmak üzere her yaşta ortaya çıkabilir. Kadınlarda görülme ihtimali biraz daha fazladır. Genetik özellikler de etkilidir. Yakın akrabalarında panik bozukluk olanlarda görülme sıklığı daha çoktur.

Bazı insanlar kendilerini toplumda ifade etmekten çekinirler. Sürekli baskı altında yaşayanlar, içine kapanık, sorunlarını kimseyle paylaşmayanlar asosyal bir hayat süren kişilerde görülebilir. İnsanın kendi dürtülerini baskılaması yanlıştır. Öfkesini, üzüntüsünü, cinselliğini dışa vurmak zorundadır. Bunların baskılanması ya da başkaları tarafınfan engellenmesi panik bozukluğa neden olur.

Bağımlılık yapan maddeleri kullanan kişiler, kendini suçlu hissedenler, sorunları kafasına çok takan kişiler, mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olanlarda panik bozukluk görülebilir.

PANİK ATAKLA PANİK BOZUKLUK AYNI MIDIR?
Panik atakla panik bozukluk aynı değildir. Panik bozukluk kalp krizi geçireceğini, öleceğini, atakların tekrar olacağını, felç geçireceğini düşünerek sürekli endişe, korku içinde bulunma şeklindedir. Başka bir rahatsızlığa bağlı olarak ortaya çıkmaz. Bu bozukluk iki şekilde bulunabilir: agorafobili ya da agorafobisiz. Agorafobi yalnız kalma korkusudur. Kapalı yerlerden kalabalık yerlerden uzak durma, evde tek başına kalmak istememe gibi durumlar görülür. Dışarıya yalnız çıkmaktan korkar ve sosyal olmaktan çıkar.

PANİK ATAK TEDAVİSİ NASILDIR?
Öncelikle muayene ve testler yapılıp herhangi bir kalp- damar ya da solunum rahatsızlığı olup olmadığı araştırılır. Fakat bu hastalıkların olması panik atak olmadığını göstermez. Panik atak bunlarla birlikte de olabilir. Tedavideki amaç panik atağı yok etmek, hastanın endişe korku duygularını kontrol altına almak, sosyal hale getirmek ve bu hastalık sonucu oluşan psikolojik sorunları önlemektir. Bunun için ilaç tedavisi yanında hastaya terapi de uygulanmalıdır. Hastayı rahatlatmak gerekirse egzersiz yaptırmak gerekebilir.
CBT Cognitive Behavioural Therapy yani, Bilişsel Davranışçı terapi ile kısa sürede yaşanan panik atağın duygusal, bilinçsel ve davranışsal boyutları irdelenerek, durumun sebep-sonuç ilişkisini, pozitif ve negatif yanlarını karşılaştırmalı olarak inceleyeceğiz. Amacımız; birlikte farkındalık, anlama ve öğrenme aşamalarından geçeceğimiz kısa bir yolculuk yaparak sonuca ulaşmaktır.
Daha sonraki aşamalarda ise; CBT yöntemi ile öğrenilen bu deneyimleri, yaşamınızın farklı olaylarında karşılaşacağınız sorunlarda kolaylıkla uygulayıp, çözümleyeyerek kişisel gelişiminize de büyük katkılar saglayacaktır.